Türk alfabesinin onuncu harfi. Gırtlak ünsüzlerinin sürekli ve sert olanıdır. Ağız, tıpkı kalın “a “ ünlüsünün çıkarıldığı durumdadır. Yani dil, doğal duruşundan geriye doğru biraz yükselir, dudaklar hareketsiz, yanaklar gevşek ve çeneler açık durumdadır. Tonsuz olarak boğumlandırılır. Günümüz Türkçesinde kelime başlarında görülen “h” sesi, daha çok yabancı dillerden geçmiştir.
TÜRKÇE SÖYLENİŞİ KELİMENİN ASLI
Hayat Hayāt (Arapça)
Hakem Hākem (Arapça)
Hamam Hammam ( Arapça )
Hamza Hamzā (Arapça)
Hasta Hāste (Farsça)
Hava Hevā (Farsça)
Hakime hakem, hakeme hakim gerek.
Halam halhallarla halkaları, halatları hallaççıya verdi.
Hahamhanede hahambaşı hahamı homur homur homurdanır görünce, hemencecik
heyecanlandı, hızlandı, hoşnutsuz, hırçın hırçın giderken birdenbire karşısında
beliriveren Hôllândalı Helga’ya: Hah tamam! Haydi, hohla, hemen hoh de bakayım!
dedi.
Hayrabolulu hamamzade Hamitle, Hayrettin’in hanımı Halide Harputlu, has undan
hamur açıp Halâskârgazi’de hassa alayından müteakit hamurkâr Hüsnü Hayrettin ile
halası Hayrünisa Hanım’ın hem hayretine sebep oldu, hem de hayranlığını kazanıp
hayır duasını aldı.